بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَرۡسَلَ فِرۡعَوۡنُ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٥٣

Bunun üzerine Firavun şehirlere toplayıcılar gönderdi.

– İbni Kesir

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرۡذِمَةٞ قَلِيلُونَ ٥٤

Şüphesiz ki bunlar; döküntü azınlıklarıdır.

– İbni Kesir

وَإِنَّهُمۡ لَنَا لَغَآئِظُونَ ٥٥

Ve gerçekten bize de büyük bir öfke beslemektedirler.

– İbni Kesir

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

Doğrusu biz, topluca tedbirli olmalıyız.

– İbni Kesir

فَأَخۡرَجۡنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٧

Fakat Biz, onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

– İbni Kesir

وَكُنُوزٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ ٥٨

Hazinelerden ve şerefli makamlardan.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٥٩

Böylece onlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– İbni Kesir

فَأَتۡبَعُوهُم مُّشۡرِقِينَ ٦٠

Güneş üzerlerine doğarken onları izlediler.

– İbni Kesir

فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ ٦١

İki topluluk karşı karşıya geldiğinde, Musa'nın arkadaşları dediler ki: Gerçekten biz, yakalandık.

– İbni Kesir

قَالَ كـَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٦٢

Hayır, dedi. Muhakkak ki Rabbım benimledir. Bana doğru yolu gösterecektir.

– İbni Kesir

فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ ٦٣

Bunun üzerine Musa'ya vahyettik ki: Asanı denize vur. O, hemen yarıldı ve her parçası yüce bir dağ gibi oldu.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu